Eserin Adı:
Yaprak Dökümü
Yazarı: Reşat Nuri Güntekin
Sayfa: 109
Basıldığı Yer: İnkılap ve Aka
Kitabevleri
Eserin Geçtiği Yer ve Zaman:
Yer: Üsküdar’da bir evde geçiyor.
Zaman: Cumhuriyet Devrinde.
Eserin Ana fikri: Çılgın hayallerin,
maddi israfların, gereksiz özentilerin hüküm sürdüğü bir ailede çöküntü başlar.
Eserdeki Kişiler:
Ali Rıza Bey, Şevket, Fikret, Necla ve Leyla, Hayriye Hanım, Ferhunde
Ali Rıza Bey: Bilgili, çalışkan,
dürüst, şair ruhlu, kendi halinde kimseye bir zararı olmayan, ahlaki değerleri
güçlü bir adam. Aile bütünlüğüne ve toplum içinde saygınlığa çok önem veriyor.
Şevket: Çalışkan, zeki, yumuşak
başlı, saygılı, ailesine bağlı bir adam. Aile bütünlüğüne ve toplum içinde
saygınlığa çok önem veriyor.
Fikret: İçine kapanık, hassas,
saygılı, geleneksel düzen içinde yaşamaya alışkın, ağır başlı bir genç kızdır.
Evin büyük kızıdır.
Necla ve Leyla: Karakter yapıları
hemen hemen aynı olan evin küçük kızlarıdır. Genç, güzel, neşeli ve heyecanlı
kızlardır. Sorumluluk duygusundan yoksun, oldukça kolay tesir altında kalabilen
heyecan veren bir yaşantı arzulayan ve modern olmaya hevesli kızlardır.
Hayriye Hanım: Pek bilgili ve
kültürlü olmayan hatta cahil ve önyargılı kararlar veren ve mantığını
kullanmadan hareket eden bir tip.
Ferhunde: Genç, güzel, zevk ve
eğlenceye çokça düşkün olan bir kadın. Karakteri ve davranışları, Ali Rıza
Bey’in ailesine ve prensibine oldukça zıt, basit bir kadındır. Bu ailenin
dağılmasında bu kadının istekleri ve kaprisleri büyük rol oynamıştır.
Anlatım Özellikleri: Dili pürüzsüz.
Aşırı duygusal bölümlerde yer yer uzun cümleler var. İçten bir anlatım biçimi
kullanılmış.
Romanın Özeti:
Ali Rıza Bey, şair ruhlu, içine kapanık, kendi halinde, dürüst bir memurdur.
Prensipleri kendi prensipleriyle bağdaşmayan insanlarla çalışmak istemediği
için şirketteki görevinden ayrılır, Üsküdar’daki evine çekilir. Ali Rıza Bey’in
Şevket isminde bir oğlu ile Fikret, Necla, Leyla ve Ayşe adlarında dört kızı
vardır. Ali Rıza Bey işten çıkınca oğlu Şevket bir bankaya memur olur, evin
bütün yükünü onun omzuna biner.
Şevket, babası gibi namuslu, karakterli ve dürüst bir gençtir. Ailesine son
derece bağlıdır. Babasının doğruluk ve namus uğruna istifa etmesini doğru
bulur. Buna karşılık Ali Rıza Bey’in hanımı Hayriye Hanım durumdan hiç memnun
değildir.
Şevket, bir süre sonra Ferhunde adında hafif meşrep bir kadınla evlenir.
Eğlenceye düşkün olan bu kadın birbirinden güzel olan ve asriliğe meraklı Necla
ve Leyla’nın hareketlerini bozar. Evde bir eğlence ve moda düşkünlüğü başlar.
Sık sık partiler verilir. Evin büyük kızı Fikret, yengesi ve kardeşleri ile
anlaşamadığı, bu durumdan hiç memnun olmadığı için en en az babası kadar kırgın
ve üzgündür. Hayriye Hanım, sırf kızlarına koca bulmak için olanlara ses
çıkarmaz. Şevket olanlardan memnun olmasa bile karısının tesiriyle kendini bu
havaya kaptırmıştır. Evde dün geçtikçe sözü
dinlenilmez olan Ali Rıza Bey, tekrar işe girmeyi düşünürse de
başaramaz. Gereksiz yere para harcanan evde mali bir sıkıntı başlar, kavgalar,
rezaletler birbirlerini izler. Ali Rıza Bey, çocuklarındaki bu korkunç
değişiklik karşısında acıyla kıvranmaktadır. Evdeki bu anormal havaya ayak
uyduramayan Fikret, Adapazarı’nda yaşlı ve dul bir adama gelin gider. Böylece
aile ağacının yapraklarından biri düşer. Ali Rıza Bey, çirkin durumlardan
kurtulmak için kızlarını evlendirmeyi düşünür, fakat dürüst bir namzet bulamaz.
Bu arada Şevket, masrafları karşılamak için bankadan borç alır, ödeyemez ve
hapse atılır. Kocası hapisteyken Ferhunde evden kaçar. Şevket, buna üzülmez
hatta bir beladan kurtulduğu için memnun bile olur.
Ferhunde’nin gidişi ile elebaşlarını kaybeden Leyla ile Necla bocalarlar. Evde
hakimiyet yine Ali Rıza Bey’in eline geçer. Toplantılara ve eğlencelere son
verilir. Bu monoton hayat kızlara pek sıkıcı gelir. Sırf bu havadan kurtulmak
için Necla zengin bir Suriyeli ile evlenir. Fakat Suriye’ye gidince orada
birkaç ortakla karşılaşır. Kendisini kurtarması için babasına mektup yazar.
Bu arada Leyla kötü yola sapar. Ali Rıza Bey onu evden kovar. Leyla bir
avukatın metresi olur. Bu olaydan sonra Ali Rıza Bey’e inme iner. Onu adıl
yiyip bitiren hastalığıdır. Leyla da gittikten sonra ıssızlaşan evde Hayriye
Hanım güç ve kuvvetini kaybeder. Kocasına sık sık sitemlerde bulunur. Bunun
üzerine Ali Rıza Bey Adapazarı’na Fikret’in yanına gider. Fakat aradığı huzuru
orada da bulamaz. Kalabalık bir aile içinde adeta cehennem hayatı yaşayan
Fikret, bütün iyi niyetine rağmen babasını yanında barındıracak durumda
değildir. Bunun üzerine Ali Rıza Bey İstanbul’a döner. Hastalığı ilerlediği
için hastaneye yatar. Babasının hastalığını haber alan Leyla onu hastaneden
çıkarır. Kendi evine götürür. Taksimdeki lüks apartman katında hep birlikte
rahat bir hayat yaşamaya başlarlar. Ara sıra yolda eski kahve arkadaşlarıyla
göz göze gelmese Ali Rıza Bey büsbütün rahat olacaktır.