Eserin Adı:
Sefiller
Yazarı / Çevirmeni: Victor Hugo /
Gülten Suveren
Basıldığı Yer: Altın Kitaplar
Sayfa: 190
Eserin Geçtiği Yer ve Zaman: 1815 –
1833 yılları arasında, Fransa’da geçen olaylar anlatılıyor.
Eserin Ana fikri: Olabildiğimiz
kadar iyi bir insan olmaya çalışmalıyız. Çünkü bir suç işlediğimiz zaman, o suç
ölünceye kadar bizimle birlikte yaşar.
Eserdeki Kişiler:
Jean Valjean, Cozette, Fantine, Javert
Jean Valjean: Önceleri insanları
sevmeyen, kendisine yapılan iyiliklere kötülükle karşılık veren, hırsızlık
yapmaktan çekinmeyen biriydi. Ancak pazarın kendisine insanca davranması
karşısında, adeta kişilik değiştirmiş ve ruhunun derinliklerindeki insanca
duyguları meydana getiren son derece dürüst, mert, iyiliksever, merhametli ve
namuslu bir insan haline gelmiştir.
Cozette: Cozette mavi gözlü, çok
güzel bir kızdır. Küçük yaşta annesinden ayrılmıştır. Fakat Jean Voljean gibi
iyi bir insanın yanında yetiştiği için oldukça şanslı sayılır.
Fantine: Conzette’nin annesi.
Kendisini çocuğuna adamış fedakar bir annedir.
Javert: Jean Valjean’ın peşini
bırakmayan polis komiseri. Komiser son derece namuslu, görevini her şeyden
üstün tutan, fakat çok katı, acımasız bir insandır. Buna rağmen suçsuz bir
insan cezalandırmaktansa, kendi hayatına son verecek kadar mert bir kişidir.
Anlatım Özellikleri: Romanın
genelinde duygusal bölümler ağır basıyor. Bu bölümlerde kişilerin iç ve dış
dünyaları, çevre ustalıkla yansıtılmış. Çeviren kısa cümleler kullanmış
çoğunlukla. Konuşma kısımlarında değişik fiil kipleri kullanıldığı görülüyor.
Kapı dışarı ettiriyordu. İster misiniz? – bilirim. – öğrendim.- oturun… gibi
Eserin Özeti:
Jean Valjean küçükken annesi ve babası ölmüştür. Eniştesinin de ölümüyle
ablasının ve yedi yeğeninin geçimi üstüne kalır. Yeğenlerini doyurabilmek için
bir somun ekmek çalar. Bu olaydan dokuz sene sonra sürgün hayatı yaşar.
Hapisten çıktıktan sonra herkes ona kötü gözle bakar. Kimse bir şey vermek,
hatta karşılaşmak bile istemez.
En sonunda bir papazın evine gelir. Papazın evindeki gümüşleri çalar.
Yakalanır. Fakat papaz kendisini affeder. Gümüşlerini ona verir.
Daha sonra yaptıklarına pişman olarak, Mösyö Madeleine adı altında gittiği
kasabanın zengin olmasını sağlayan Jean Valjean, belediye başkanı olur.
Bu arada eşi ölen Fantine adlı bir kadın çalışmak için Mösyö Madeleine’nin
fabrikasına gelir. Buraya gelirken kızı Cozette’i, bir hancıyla karısının
yanına bırakır. Hancıyla karısı Cozette’e bakmak için yüklü bir para isterler.
Bu sırada türlü bahanelerle oldukça para koparırlar. Bunun yanı sıra küçük kıza
hiç de iyi bakmazlar. Annesinin verdiği ipekli elbiseleri satıp kendi
kızlarının eskilerini giydirirler. Kendi yediklerinin artıklarıyla beslerler.
Buna karşılık Fantine kızına para bulabilmek için her şeyini feda eder. Canını
dişine takıp çalışır. Sonunda hastalanır. Bu arada Jean Valjean da Mösyö
Madeleine ile tanışır.
fakat Mösyö Madeleine’nin dürüstlüğü yüzünden gerçek kimliği açıklanır. Fantine
ölür. Jean Valjean müebbet sürgüne gönderilir. Sürüleceği yere gemiyle
gidecektir.
Gemide, geminin ana direğine çıkmış olan bir gemici düşer. Adam düşerken
kollarını kaldırır ve bir yelken halatını yakalar. Halat pek incedir. Uzun süre
adamı çekemeyecektir. Jean Valjean subaydan izin alıp gemiciyi kurtarır. Ama
kendisi denize düşer. Cesedini ararlar ama bulamazlar.
Bu arada Jean Valjean ölmemiştir. Ölmeden önce Fantine’e Cozette’i alıp
getirmek için söz vermiştir. Bu sözünü Fantine öldükten sonra yerine getirir.
Cozetteye’i katı kalpli hancı ve karsının yanından alır.
Paris’e gelirler. Fakat Jean Valjean’ı yakalatan polis müfettişi Javert
peşlerini bırakmaz.
Bir gece Jean Valjean, Cozette’i yanına alıp yola çıkar. Kulübe gibi bir yere
rastlar. Burada Belediye Başkanıyken hayatını kurtardığı adam vardır. Adam bir
manastırda bahçıvan olarak çalışmaktadır. Jean Valjean burada Ultime
Fauchelevent adı altında bahçıvanlık yaparken Cozette okula gidiyordu. İkisi de
çok mutluydu.
Zaman ilerliyordu. Yıllar birbiriniz izledi. Cozette artık genç, güzel bir kız
olmuştu.
Cozette manastır okulunu bitirince Ouest sokağında bir eve taşındılar. Fakat
Jean Valjean hala Fauchelevent ismini kullanmaktaydı.
Cozette ile Jean Valjean her gün Luxembourg Bahçeleri’nde geziyorlardı. Burada
Cozette her gün gördüğü Marius adlı çocuğu sever. Marius da Cozette’i
sevmektedir. Jean Valjean bunu fark edince Cozette’i alıp bulundukları yerden
daha uzak bir yere taşınır.
Marius çok geçmeden Cozette’i bulur. Fakat evlenemeyeceklerini öğrenince,
savaşa katılıp orada ölmeye karar verir. Bunu öğrenen Jean Valjean da savaşa
katılır. Marius’u kurtarır. Gençler evlenirler.
Jean savaş sırasında peşindeki polis müfettişi Javert’in de hayatını kurtarır.
Javert bu durum karşısında ne yapacağına karar veremez ve intihar eder.
Bir süre sonra Jean, Cozette’in bile bilmediği büyük sırrını Marius’a açar.
Marius ondan nefret etmeye başlar. Jean’ı evinde istemez.
Jean kısa bir süre içinde orayla ilişkisini keser. Bir sene kadar Cozette’i
görmez. Bu bir sene içinde öz kızı kadar çok sevdiği Cozette’i o kadar özler
ki; otuz sene yaşamış gibi çöker. Ölüm anı yaklaşır. Bu arada kapı çalınır.
Gelenler Marius ile Cozette’dir. Marius hatasını anlamış ve nasıl bir haksızlık
yaptığını anlamıştır. Jean, Cozette’i görmekten memnun olur ve yanında huzur
içinde ölür.